Duyuru: Uzman Dr. Dilek Kabakcı Kaya’nın Muayene Saatleri Hakkında Bilgilendirme (Geçici Değişiklik)
Geçici Hizmet Saati Değişikliği
Değerli Hastalarımız ve Yakınları,
Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanımız Dr. Dilek Kabakcı Kaya‘nın muayene saatleri hakkında bilgi vermek isteriz:
- 2 Eylül 2024 – 6 Eylül 2024 tarihleri arasında, Dr. Dilek Kabakcı Kaya sabah 10:00’dan akşam 16:00’ya kadar hizmet verecektir.
- 6 Eylül 2024 tarihinde de geçerli olup, mesai saati bitiminden itibaren bu çalışma saatleri son bulacaktır.
- 9 Eylül Pazartesi ve daha sonraki tüm tarihlerde ek bir duyuru yapılana kadar muayene saatleri 09:30 – 15:00 arası olarak düzenlenecektir.
Polikliniğimiz sadece hafta içi, randevusuz hizmet vermektedir. Hizmetlerimizle ilgili herhangi bir değişiklik veya ek bilgi için lütfen hastanemizle iletişime geçiniz.
Anlayışınız için teşekkür eder, sağlıklı günler dileriz.
Saygılarımızla,
Yıllık İzne Ayrılan Doktor Duyurusu
Değerli Hastalarımız,
Aşağıda, klinik doktorlarımızın yıllık izin tarihleri ve görevlerine dönüş tarihleri hakkında bilgileri bulabilirsiniz. Bu süre zarfında, belirtilen poliklinikler hizmet veremeyecektir. Randevularınız ve sağlık ihtiyaçlarınız için tıp merkezimizle iletişime geçebilirsiniz.
Doktorlarımız belirtilen tarihlerde hizmet vermeye geri dönecek olup, randevularınızı (Cildiye ve Diş) bu tarihten itibaren planlamanızı rica ederiz.
Bölüm Adı | Doktor Adı | İzin Tarihleri | Başlangıç Tarihi |
---|---|---|---|
Cildiye | Dr. İbrahim HAZİNİ | 2 Eylül – 8 Eylül | 9 Eylül Pazartesi |
İç Hastalıkları | Dr. Edip ÖZENEL | 2 Eylül – 3 Eylül | 4 Eylül Çarşamba |
Diş Sağlığı | Dr. Melek ÖZKAN | 2 Eylül – 15 Eylül | 16 Eylül Pazartesi |
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Laboratuvar Sonuçları Hizmeti
Değerli Hastalarımız,
Şafak Özel Tıp Merkezi, laboratuvar sonuçlarınıza hızlı ve güvenli bir şekilde ulaşabilmeniz için yeni bir hizmet sunuyor. Artık laboratuvar sonuçlarınıza internet sitemiz üzerinden kolayca erişebilirsiniz. Bu sayede, sonuçlarınızı beklemeden görüntüleyebilir ve gerektiğinde doktorunuzla paylaşabilirsiniz.
Laboratuvar Sonuçlarınızı Öğrenmek İçin:
- Web sitemize giriş yapın.
- E-Hizmetler menüsünden “Lab. Sonuç” seçeneğine tıklayın.
- Açılan sayfadan gerekli bilgileri girerek sonuçlarınıza ulaşın. Buradaki dikkat etmeniz gereken önemli ayrıntı, ziyaretiniz sırasında vezne personelimizden Dosya Numaranızı sorgulamak ve not etmek olacaktır.
Sağlık hizmetlerimizde kalite ve güveni ön planda tutarak, siz değerli hastalarımıza en iyi hizmeti sunmaya devam ediyoruz.
Sağlıklı günler dileriz.
El Hijyeni Etkinliği
El Hijyeni Etkinliği
Tarih: 16 Mayıs 2024’te Yapıldı
Tanıtım Metni:
Merhaba! 16 Mayıs 2024 tarihinde gerçekleştirdiğimiz El Hijyeni Etkinliğinde bir araya geldik. Bu etkinlik, el hijyeninin önemini vurgulamak ve doğru el yıkama tekniklerini öğretmek amacıyla düzenlenmiştir.
Etkinlik Detayları:
- Tarih ve Saat: 16 Mayıs 2024, 10:00 – 12:00
- Yer: Arnavutköy Özel Şafak Tıp Merkezi
- Katılımcılar: Personel
- Amaç: El hijyeninin önemini vurgulamak, doğru el yıkama tekniklerini öğretmek ve katılımcılar arasında bilgi paylaşımını sağlamak.
Etkinlik İçeriği:
- El hijyeninin önemi ve yaygın mikropların yayılma yolları hakkında bilgilendirme sunumu.
- Pratik el yıkama teknikleri ve doğru kullanımı üzerine etkileşimli çalışma yapıldı.
- Katılımcılar arasında deneyim paylaşımı ve soru-cevap oturumu.
Etkinlik Sonrası Geri Bildirim:
Katılımcılarımızdan gelen geri bildirimler doğrultusunda, el hijyeni konusunda farkındalığın arttığı ve uygulamada iyileşmeler sağlandığı gözlemlenmiştir. Bizler, sağlıklı bir toplum için el hijyeninin önemini anlatmaya devam edeceğiz.
Sizlerde el sağlığının önemi hakında bilgi almak için şu adresteki Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan bu sayfadan bilgi alabilirsiniz.
Saç Dökülmesinin Cerrahi Tedavileri
ecen senelere kadar yapılan saç naklleri popilerlik kazanmasının yanında yapılan saç ekimlerinin sonucunda kötüde bir şöhret kazanmıştı çünkü bunlar oldukça kaba yöntemlerdi ve ameliyat sonrası son derece yapay bir görüntü ortaya çıkıyordu. Daha sonra gelişen teknoloji ile birlikte ise daha ince saç ekme yöntemlerinin geliştirilmesi ve bunların tecrübeli doktorlar tarafından uygulanır olması sayesinde saç ekimi yöntemleri saç dökülmesi kalıcı bir şekilde tarihe karışmış oldu. Günümüzde kaliteli ve deneyimli bir ekip tarafından uygulanan saç nakli sonrası son derece doğal görünüme sahip, aslından ayırdedilemeyen sonuçlar elde etmek mümkündür.
Saç Dökülmesi Tedavisi
son yıllarda piyasada dolaşan ve sa dökülmesini durdurduğu iddaa edilen pek çokilaç olmasınınyanı sıra bunlardan sadece bir iki tanesinin saç dökülmesini önlediği açoklanmıştır. Minoxidil ve Finasteride. İlaç şirketleri ilaçlarının en çok 20-30 yaşları arasındaki, tamamen kel olmayan, önden açılması olmayan ve saç dökülmesi kısa zaman önce (5 yıl) başlamış hastalarda etkili olduğunu iddia etmektedirler.
Klonlama Geleceğin Yöntemi
Gelecektegündemde olacak olan saç ekim tekniklerinden klonlanma ile şaç ekimi saçlı bölgeden alınan saç kökü hücreleri arasından ana kök hücrelerin izole edilerek vücut dışında, laboratuvar ortamında üretilmesini ve daha sonra bunların saçsız kafa derisine ekilmesini içermektedir.
ecen senelere kadar yapılan saç naklleri popilerlik kazanmasının yanında yapılan saç ekimlerinin sonucunda kötüde bir şöhret kazanmıştı çünkü bunlar oldukça kaba yöntemlerdi ve ameliyat sonrası son derece yapay bir görüntü ortaya çıkıyordu. Daha sonra gelişen teknoloji ile birlikte ise daha ince saç ekme yöntemlerinin geliştirilmesi ve bunların tecrübeli doktorlar tarafından uygulanır olması sayesinde saç ekimi yöntemleri saç dökülmesi kalıcı bir şekilde tarihe karışmış oldu. Günümüzde kaliteli ve deneyimli bir ekip tarafından uygulanan saç nakli sonrası son derece doğal görünüme sahip, aslından ayırdedilemeyen sonuçlar elde etmek mümkündür.
Saç Dökülmesi Tedavisi
son yıllarda piyasada dolaşan ve sa dökülmesini durdurduğu iddaa edilen pek çokilaç olmasınınyanı sıra bunlardan sadece bir iki tanesinin saç dökülmesini önlediği açoklanmıştır. Minoxidil ve Finasteride. İlaç şirketleri ilaçlarının en çok 20-30 yaşları arasındaki, tamamen kel olmayan, önden açılması olmayan ve saç dökülmesi kısa zaman önce (5 yıl) başlamış hastalarda etkili olduğunu iddia etmektedirler.
Klonlama Geleceğin Yöntemi
Gelecektegündemde olacak olan saç ekim tekniklerinden klonlanma ile şaç ekimi saçlı bölgeden alınan saç kökü hücreleri arasından ana kök hücrelerin izole edilerek vücut dışında, laboratuvar ortamında üretilmesini ve daha sonra bunların saçsız kafa derisine ekilmesini içermektedir.
Bu teknoloji sayesinde saç ekimi için uygun olmayan pek çok kişi, tek bir hücreden üretilecek çok sayıdaki saç köklerini ektirebilme şansına sahip olacaktır. Kafa derisinde tek bir saç kökü kalmış kişiler için dahi gür saçlar hayal olmayacaktır.
Bu teknoloji sayesinde saç ekimi için uygun olmayan pek çok kişi, tek bir hücreden üretilecek çok sayıdaki saç köklerini ektirebilme şansına sahip olacaktır. Kafa derisinde tek bir saç kökü kalmış kişiler için dahi gür saçlar hayal olmayacaktır.
Işın Tedavisi (Radyoterapi)
Çağımızın en ölümcül hastalıkları arasında sayılan kanser, son yıllarda etkisini gittikçe artıran ve toplum sağlığını ciddi anlamda olumsuz etkileyen en önemli sağlık sorunlarından biridir. Yakın zamanda, kansere karşı etkili olabilecek tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi adına değerli çalışmalara imza atılmış; mevcut tedavi yöntemlerinde ise oldukça başarılı sonuçlar elde edilmeye başlanmıştır. Mevcut klinik yaklaşımda belirli kanser türlerinde tedavi edici etkinliği yüksek yöntemlerin başında ise Işın Tedavisi (Radyoterapi) gelir.
İçindekiler
Işın Tedavisi (Radyoterapi) Nedir?
Işın Tedavisi (Radyoterapi) Neden Uygulanır?
Işın Tedavisi (Radyoterapi)nin Faydaları Nelerdir?
Işın Tedavisi (Radyoterapi)nin Yan Etkileri Nelerdir?
Işın Tedavisi (Radyoterapi) Nasıl Uygulanır?
Işın Tedavisi (Radyoterapi)nin Çeşitleri Nelerdir?
Işın Tedavisi (Radyoterapi) Nedir?
Radyoterapi olarak da adlandırılan Işın Tedavisi (Radyoterapi), elektromanyetik dalgalar arasında yüksek frekansa sahip, ultraviyole (mor ötesi) ışın sınıfına giren X ışınlarının vücuttaki belirli bir dokuya yoğun şekilde uygulanmasını amaçlayan tedavi yöntemine verilen isimdir. X ışınları, doku katmanlarını kat edip derin dokulara ulaşabilmesi ve özellikle genetik bilginin saklandığı DNA yapısında değişikliklere yol açabilmesi nedeniyle, kanser gibi tümörlü hücrelerin genetik yapısını hedefleyerek bu hücrelerin yok edilmesini ve çoğalmasının önüne geçilmesini sağlar.
Radyoterapi doğrudan vücut dışından belirli bir bölgeye X ışını uygulanması şeklinde gerçekleştirilebileceği gibi, dolaylı yoldan kan dolaşımına katılan çeşitli kimyasallar aracılığıyla doku içerisine radyasyon dalgalarının ulaştırılması yoluyla da uygulanabilir. Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) verilerine göre kanser tanısı konulan hastaların neredeyse yarısına radyoterapi uygulanmaktadır.
Işın Tedavisi (Radyoterapi) Neden Uygulanır?
Işın Tedavisi (Radyoterapi) temel olarak belirli kanser türlerinde tedavi edici amaçla veya belirtileri azaltma amacıyla kullanılır. Bu anlamda, çeşitli kanser türlerinin radyasyon tedavisine daha duyarlı olduğu tespit edilmiştir. Bu kanser türlerinde Işın Tedavisi (Radyoterapi) tek başına veya kemoterapi ile birlikte uygulanabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Işın Tedavisi (Radyoterapi)nde kullanılan radyasyon türünün belirli dokulara daha rahat ulaşabilmesi ve belirli kanser hücrelerinde istenen etkinin daha iyi şekilde görülmesi nedeniyle, radyoterapinin belli başlı vakalarda uygulanabilmesidir.
Bunun yanında, cerrahi olarak tedavisi sağlanan kanser türlerinde, ameliyat bölgesinde veya vücudun diğer dokularında gözle görülemeyecek, mikroskobik boyutlarda olan ve cerrahi olarak temizlenemeyen kanser hücreleri bu dokularda varlığını sürdürebilir. Bu hücrelerin ortadan kaldırılması amacıyla cerrahi sonrası destekleyici tedavi olarak kemoterapi veya radyoterapiye başvurulabilir.
Işın Tedavisi (Radyoterapi)nin Faydaları Nelerdir?
Işın Tedavisi (Radyoterapi)nin tercih edilmesinde bu yöntemin hastaya sağladığı çeşitli faydalar etkin rol oynar. Radyoterapinin faydaları şu şekilde özetlenebilir:
•Işın Tedavisi (Radyoterapi), kanserin birincil tedavisinde doğrudan kullanılabilir. Özellikle radyoterapiye duyarlı lenfoma (lenf kanseri) veya baş-boyun kanseri gibi kanser türlerinde radyoterapi, birincil kanser tedavisi olarak kullanılır.
•Işın Tedavisi (Radyoterapi), aynı zamanda diğer kanser tedavi yöntemlerine destek olması amacıyla da kullanılabilir. Kemoterapi ile elde edilen kanser karşıtı etkinin güçlendirilmesi için kemoterapinin yanında, radyoterapiye de başvurulabilir.
•Işın Tedavisi (Radyoterapi), ameliyat öncesinde kanser dokusunun küçültülmesinde büyük rol oynar. Radyoterapi ile kanserli hücreler öldürülerek tümör boyutunun azaltılması cerrahi işlemi kolaylaştırır ve daha verimli ve etkili bir tedavi imkanı sunar.
•Işın Tedavisi (Radyoterapi), ameliyat sonrasında vücutta varlığını sürdürebilecek diğer kanserli hücrelerin de ortadan kaldırılmasında rol oynar.
•İleri evre kanser vakalarında, belirtilerin hafifletilmesi ve hastanın hayat kalitesinin yükseltilmesi için sıklıkla radyoterapiden yararlanılır. Bu kanser vakalarında, tümör çevre organlarda hasara neden olabileceği gibi; solunum, sindirim ve dolaşım sistemlerinde de fonksiyon bozukluklarına yol açabilir. Radyoterapi ile tümör yapılarının küçültülmesi veya tamamen ortadan kaldırılması sonucunda, bu sistemlerde görülen problemler giderilir ve hastada görülen belirtilerin hafifletilmesi sağlanır.
Işın Tedavisi (Radyoterapi)nin Yan Etkileri Nelerdir?
Işın Tedavisi (Radyoterapi) sonrasında, tedavide uygulanan radyasyonun etki alanına ve şiddetine bağlı olarak vücudun diğer dokularında belirli yan etkiler ortaya çıkabilir. Bu etkilerden bazıları radyoterapi sonrasında birkaç hafta içerisinde ortaya çıkabileceği gibi, lenfödem veya ikincil kanser oluşumu gibi bazı ciddi belirtilerin ortaya çıkması yıllar sürebilir. Radyoterapinin yan etkileri şu şekilde sıralanabilir:
•Halsizlik ve yorgunluk
•Bulantı ve kusma
•Saç dökülmesi
•Ciltte döküntü
•Ciltte kuruluk
•Kaşıntı
•Deride soyulma
•İshal
•Ağızda kuruluk ve yutma güçlüğü
•Ağız içi yaralar
•Gözde kuruluk
•Cinsel bozukluk ve/veya kısırlık
•İdrar yaparken zorlanma
•Lenfödem veya ikincil kanser oluşumu
Işın Tedavisi (Radyoterapi) Nasıl Uygulanır?
Işın Tedavisi (Radyoterapi) belirli seanslar halinde, belirli aralıklarla uygulanan bir tedavi yöntemidir. Bu anlamda, Işın Tedavisi (Radyoterapi), 1 ila 10 hafta gibi bir süre boyunca, haftada beş gün olacak şekilde uygulanır. Seanslar o hastaya özel olarak oluşturulan tedavi planına bağlı olarak 10-30 dakika arasında sürebilir. Çoğu durumda, Işın Tedavisi (Radyoterapi)nin uygulandığı haftalarda belirli zaman dilimlerinde ara verilmesi, vücuttaki sağlıklı hücrelere iyileşme imkanı tanınması açısından oldukça önemlidir.
Işın Tedavisi (Radyoterapi)nin uygulandığı seanslarda, hasta, tedavinin gerçekleştirileceği sedyeye yatırılır ve radyoterapinin uygulanmayacağı kısımlar koruyucu tabakalarla örtülür. Tedaviyi uygulayan personel, koruyucu kıyafet giyerek hastayı işleme hazırladıktan sonra, işlem odasının yanında bulunan korumalı bölgeye geçer ve buradan hastayı takip edebilir. Tedavide kullanılan cihaz; hedeflenen dokuya sabitlenerek uygun doz ve sürede Işın Tedavisi (Radyoterapi)nin uygulanmasını sağlar. Prosedür sırasında, hasta herhangi bir ağrı hissetmez. Aynı zamanda, hasta, gerekli gördüğü takdirde, işlemi gerçekleştiren personelle iletişim kurabilir.
Işın Tedavisi (Radyoterapi) sonrasında, hastanın uzman bir hekim tarafından detaylı bir şekilde takip edilmesi kritik önem taşır. Bu doğrultuda, tedavinin ne kadar etkili olduğunun anlaşılabilmesi için, hastalık türüne göre uygun görüntüleme yöntemleri ve kan tetkikleri ile tümör boyutu ve durumu incelenir. Hasta, radyoterapinin olası yan etkileri açısından ayrıntılı bir şekilde sorgulanarak muayene edilir. Gerekli görüldüğü takdirde, bu belirtilerin giderilmesine yönelik ilaç tedavisi başlatılabilir.
Işın Tedavisi (Radyoterapi)nin Çeşitleri Nelerdir?
Işın Tedavisi (Radyoterapi) genel anlamda iki farklı yöntemle uygulanır. Klinik uygulamada en sık başvurulan yöntem; vücut dışından hedef dokuya doğrudan radyoterapi uygulanması işlemine dayanır. Kanser türü, tümör boyutu, tümör etrafındaki dokuların yoğunluğu ve çeşidine göre tedavinin doz ve süresi uzman hekim tarafından belirlenir. Tedavinin dozu, süresi ve kullanılan yönteme göre yan etkiler ve bu etkilerin şiddeti değişkenlik gösterebilir.
Diğer bir yöntem ise vücut içinden radyoterapi uygulanmasıdır. Bu yöntem de kendi içerisinde ikiye ayrılır. İlk yöntem, brakiterapi olarak da bilinen, vücut içine geçici veya kalıcı olarak radyoterapi uygulanmasını sağlayan bir aparatın yerleştirilmesine dayanan yöntemdir. Bu aparat, tümörlü dokulara yakın bölgeye yerleştirilerek istenilen doz ve sürede radyoterapi tedavisinin daha etkili ve verimli bir şekilde uygulanmasını sağlayabilir.
İkinci yöntem ise radyoaktif özellik gösteren kimyasal maddelerin içilmesi veya kana enjekte edilmesi yoluyla, kanserli dokuların yok edilmesine dayanır. Bu sayede, yan etkilerin şiddeti azaltılarak hedefe yönelik etkili bir radyoterapi uygulanması amaçlanır. Burada önemli olan nokta, kimyasal madde dozunun iyi belirlenmesidir.
Hangi radyoterapi yönteminin tercih edileceği; hastanın genel sağlık durumu, kanser türü, boyutu, kanserli hücrelerin vücut içerisinde nerede bulunduğu ve çevre dokularla ilişkisine göre uzman hekim tarafından belirlenir.
Böbrek Nakli Öncesi, Esnası ve Sonrası Süreç
Böbrek Nakli süreci, hastanelerimizdeki Organ Nakli Merkezlerimize başvuru ile başlar.
Organ nakli koordinatörünce yapılan bilgilendirme
Hastanın mevcut durumunun incelenmesi.
Canlı verici olasılıklarının değerlendirilmesi.
Alıcı ve Vericinin fiziksel muayenelerinin yapılması.
Tetkiklerin yapılması ve sonuçların değerlendirilmesi.
Böbrek nakline engel herhangi bir durum yok ise hastaneye yatış ve böbrek naklinin gerçekleştirilmesi.
Hastanelerimizde yapılan başvurudan sonra ameliyata hazırlık için yapılan tüm işlemler 3-5 gün gibi kısa sürede tamamlanarak, hasta nakil için yatırılmaktadır. Nakil sürecinin hiç bir aşamasında ( hazırlık, operasyon ve nakil sonrası takip ) hastalardan HİÇBİR ÜCRET alınmamaktadır.
- İçindekiler
- Böbrek Nakli Ameliyatı Süreci Nasıldır?
- Böbrek Nakli Sonrası Takip Nasıl Yapılır?
- Böbrek Nakli Olduktan Sonra İlk Bir Ay Dikkat Edilmesi Gerekenler?
Böbrek Nakli Ameliyatı Süreci Nasıldır?
Böbrek vericisinin ameliyatı hastanelerimizde kapalı sistemle (Laparoskopik) yapılmaktadır.
Bu ameliyatta göbek altında yaklaşık 7-8 cm’lik bir kesi ve 3 adet parmak genişliğinde delik açılmaktadır. Ameliyat sonrasında hastaların ağrı başta olmak üzere şikayetleri çok azdır. Çok rahat bir ameliyat sonrası süreci yaşarlar. Ameliyat yarası izleri çok küçük olup estetik kusur yaratmamaktadır. Fıtık olasılığı son derece azdır. Verici yaklaşık 1 veya 2 gün sonra taburcu olabilmektedir.
Böbrek nakli işlemi standart bir cerrahi operasyondur. Alıcının ameliyatı kasık bölgesinde yapılan bir kesiden gerçekleştirilmektedir. Hastalar ertesi gün ayağa kalkabilir. Ağızdan beslenebilir. Tedavileri standardize edilip sağlıklarına kavuştuklarında taburcu edilirler.
Böbrek Nakli Sonrası Takip Nasıl Yapılır?
Takip
Hastanın nakil sonrası yakın takibi ve tedavisi en az cerrahi işlem kadar önemlidir. Erken dönemde karşılaşılan sorunlar, böbreğin uzun dönemdeki ömrünü belirleyicidir. Nakil yapılmış hastalar ayrı bir serviste yatırılır. Nakil sonrası poliklinik takipleri sırasında da hiçbir ücret alınmamaktadır.
Sosyal Yaşam
Böbrek nakli olduktan sonra sizleri artık yeni bir yaşam bekliyor. Yeni böbreğinizle ömür boyu sağlıklı yaşamanız mümkün. Ancak burada uymanız gereken bazı kurallar var. Doktorlarınız,hemşireleriniz ve size yardımcı olacak diğer sağlık görevlileriyle tam bir işbirliği içinde olmanız gerekir. Böbrek naklinden sonra beden gücünün yerine gelmesi zaman alabilir. Naklin ilk aylarında özellikle enfeksiyon hastalıklarından korunmak için hasta yaşantısına dikkat etmelidir. Bunun için uyulması gereken bazı kurallar vardır. Bunlar hem böbreğin, hem hastanın korunması açısından önemlidir.
Ameliyattan 3 ay sonra işinize ya da okulunuza dönebilirsiniz. Yaptığınız iş konusunda doktorunuza bilgi vermeniz gereklidir. Ancak okul, fabrika gibi kalabalık yerlerde özellikle grip gibi enfeksiyon hastalıklarına yakalanma ihtimali fazladır. Kış mevsiminde korunmaya daha fazla dikkat etmek gereklidir.
Organ nakilli hastalar, ilaçlarını düzenli kullanıp takiplerine düzenli geldikleri takdirde, önemli bir problemle karşılaşmadan uzun yıllar sağlıklı yaşayabilirler. Tüm hayatınızı nakledilmiş böbreğinize odaklamayınız, çünkü organ kaybetme endişe ve korkusu önemli bir stres nedenidir. Gerekirse psikolojik destek de alabilirsiniz.
Beslenme
Böbrek nakli olduktan sonra, zararlı maddelerin yeni böbrek tarafından kandan hızla temizlenmesiyle hastanın iştahı açılır. Aynı zamanda kortizonlu ilaçların(Deltacortril, Prednol vb.) iştahı arttırdığı da unutulmamalıdır. Bu nedenle hastalar böbrek naklinden sonra çok yemek yiyerek kilo alabilirler. Bu durum böbreğe ayrı bir yük getirir ve böbreğin zarar görme olasılığı artar. Ayrıca aşırı yemek kan şekerinin yükselmesine neden olabilir. Kilo alma durumunda ekmek ve hamur işlerinden uzak durulmalıdır.
GREYFURT ilaç düzeyini etkilediği için kesinlikle tüketilmemelidir, karışık meyve sularındada greyfurt olabileceğinden dolayı kullanılmamalıdır.
Doktorunuz aksini söylemedikçe, yemeklerinizi az tuzlu pişiriniz.
Kan yağlarınızın( kolesterol ve trigliserid) normal olması için kolesterolü yükseltecek gıdalardan kaçınmalısınız. Kolesterol hayvansal gıdalarda daha yüksek miktarlarda bulunur. Yumurta sarısı ve beyin en zengin kolesterol kaynaklarıdır. Tereyağ, karaciğer, beyin, böbrek, dalak, dil gibi sakatatlar, karides, kalamar gibi deniz ürünleri,kırmızı et, süt ve süt ürünleride fazla miktarda kolesterol içerirler.
Derisi alınmış tavuk, hindi ve balık eti, ayrıca yağı alınmış kırmızı et tüketilebilir.
Az yağlı süt,az yağlı ve tuzu alınmış beyaz peynir yenebilir.Yumurta beyazı hergün yenebilir.Bol yoğurt, peynir, balık tüketilmelidir.
Etsiz sebze yemekleri ve salatalar istenildiği kadar tüketilebilir.
Temizliğinden emin olmadığınız yerlerde yemek yemeyiniz.
Düzenli egzersiz yapmanız hem iştahınızı azaltacak hemde kilo almanızı engelleyecektir.
Egzersiz ve Spor
Spor yapmaktaki amaç daha sağlıklı bir bedene sahip olmak ve ilaçların yaratacağı yan etkileri en aza indirgemek olmalıdır. Egzersize başlamak için böbrek naklinden sonra en az altı hafta beklemek gereklidir. Ameliyat sonrası erken dönemde kas güçsüzlüğü olabilir. Yapılacak egzersiz kasın çalışma gücünü arttıracak, tansiyonu düşürecek ve böbreklere yük bindirmeyecek şekilde olmalıdır. Aerobik, düz bisiklet sürmek, yürüyüş, temiz bir denizde yüzmek, hem kalp ve akciğer hemde kas ve iskelet sistemi için en iyi, en güvenilir egzersizlerdir.
Haftada en az 2-3 kez 30-40 dakikalık hareket uygun olur.
Hastaların, vücutlarına darbe gelecek futbol, voleybol, basketbol, tenis, judo vb. sporlardan kaçınmaları, ağırlık kaldırarak vücut geliştirmeye çalışmamaları gerekir.
Egzersiz Yapmadan Önce:
Doktorunuza kalp ve iskelet sisteminin egzersiz için uygun olup olmadığı ve en iyi egzersizin ne olduğunu danışınız.
Yavaş yavaş başlayıp giderek egzersiz miktarını arttırınız.
Çok soğuk ve çok sıcak ortamlarda egzersiz yapmayınız.
Egzersiz yaparken pamuklu ve teri emecek giysiler tercih ediniz
Egzersizin amacının kas ve iskelet sistemini ilgilendiren yan etkilerini en aza indirmek, kilo vermek, tansiyonu düşürmek, psikolojik rahatlama sağlamak için bir araç olduğunu biliniz.
Egzersize bağlı bir problem ortaya çıktığında doktorunuza danışınız!
Cinsel Hayat
Böbrek naklinden 2-3 hafta sonra cinsel ilişkiye başlayabilirsiniz.
Her iki tarafında cinsel birleşmeden önce banyo yapması önerilir. Soğuk algınlığı veya herpes(uçuk) gibi enfeksiyon olmadığı sürece cinsel birleşme sorun yaratmaz.
Eşlerden birinde akıntılı bir hastalık varsa mutlaka prezervatif kullanılmalı ve tedavi için doktora beraber başvurulmalıdır.
Çok eşli ilişkilerde cinsel hastalık kapma ihtimali fazladır. Bu tip ilişkilerden kaçınınız.
Önemli bir problem de nakilden sonra tekrar normale dönen yumurtalık fonksiyonu nedeniyle istenmeden hamile kalınmasıdır.
Doğum kontrol hapları, bağışıklığı baskılayıcı ilaçların etkinliğini azaltması, kalp ve damar sisteminde problemlere yol açabilmesi, yüksek tansiyonlu hastalara zarar verebilmesi nedenleri ile tavsiye edilmez. Spiral gibi rahim içi araçlar da artan enfeksiyon riski nedeniyle kullanılmamalıdır. Takvim yöntemi gebelikten korunma için güvenli değildir. En iyi yöntem erkeklerin prezervatif kullanmasıdır.
Hamilelik
Böbrek nakli olduktan sonra isteyen erkek veya kadınlar çocuk sahibi olabilirler. Ancak kadınların böbrek naklinden sonra hamile kalmak için 2 yıl beklemeleri ve hamile kalmadan önce doktora danışmaları gereklidir.
Hamilelik döneminde yakın takip önemlidir. Hamile kaldıktan sonra hem doğum doktorunuzun hem de böbrek doktorunuzun öğütlerine uyunuz.
Tatil
Seyahat etmenizi engelleyecek hiçbir neden yoktur; fakat hijyenik koşullara dikkat edilmeli, yetersiz sağlık koşullarının olabileceği yerlerden kaçınılmalıdır. Herhangi bir tatile çıkmadan önce seyahat planlarınızı doktorunuza bildiriniz. Yanınıza bütün seyahat boyunca yeterli olacak kadar ilaç almayı unutmayınız ve size ulaşılabilecek bir adres bırakınız. Herkese açık havuz, sauna, hamam gibi yerler size zarar verebilir.
Ev Hayvanları ve Bitkileri
Artan enfeksiyon riski yüzünden ev hayvanları önerilmemektedir. Eğer mutlaka evcil hayvan beslemek istiyorsanız enfeksiyon riskinin az olduğu; balık veya kısa tüylü köpekler tercih edilmelidir. Hayvanların dışkılarına dokunulmamalı, kafes ya da akvaryumlar temizlenirken lastik eldiven kullanılmalı hatta bu temizlik işlerini başkalarına yaptırmalısınız. Kuş ve kedi gibi hayvanlardan, enfeksiyon riski yüksek olması sebebiyle özellikle kaçınmalısınız. Hayvanınızın elinizi ya da yüzünüzü yalamasına izin vermeyiniz; fakat bu kazayla olursa o bölgeyi hemen su ve sabunla yıkayınız.
Enfeksiyon riskini artırması sebebi ile canlı bitkilerin saksı içinde evde yetiştirilmesi sakıncalıdır. Nakilden sonra ki ilk yılı içinde bahçe, tarla ve toprak işleriyle uğraşmamalısınız. Daha sonra doktorunuza danışarak uğraşabilirsiniz, fakat bitki dikimi ya da yaprak toplamak gibi işlerden sakınınız ve her zaman eldiven giyiniz.
Böbrek Nakli Olduktan Sonra İlk Bir Ay Dikkat Edilmesi Gerekenler?
1- İlaçları doktorunuzun söylediği biçimde; aynı saatte alınız, kendi kendinize ilaç dozunu ve miktarını değiştirmeyiniz. Doktorunuza danışmadan başka ilave ilaç kullanmayınız.
2- Ateşiniz olduğunda hemen hastaneye başvurunuz.
3- Kan basıncının belli aralıklarla(2-3günde bir)ölçülmesinde fayda vardır. Olası sağlık sorunlarınızdan mutlaka doktorunuzu haberdar ediniz.
4- İlk 3 ay lokanta, sinema, otobus, tren, cami, kahvehane, tiyatro, düğün, nişan, sünnet düğünü gibi halka açık ve kalabalık yerlere gitmeyiniz.
5- İnşaat,tadilat gibi tozlu ortamlarda bulunmayınız.
6- Ateşli hastalığı olan insanların yanında kalmayınız. Mecbursanız mutlaka maske takınız. Açık alanda maske takmanıza gerek yoktur.
7- Ellerinizi sık sık yıkayınız, vücut ve diş temizliğine dikkat ediniz.
8- Kuş beslemeyiniz, evde çiçek yetiştirmeyiniz, bahçe ve bitkilerle doktorunuz izin verinceye kadar uğraşmayınız.
9- Ameliyat sonrasında ilk 3 ay sizi zorlayacak kadar ağırlık taşımayınız.
10- Nakledilen böbrek üzerine aşırı baskıya sebep olacak şeylerden kaçınınız.
11- İlk bir ay kesinlikle araba kullanmayınız.
12- Sigara içmeyiniz.
13- Alkolden uzak durunuz.
14- Doktorunuz aksini söylemedikçe günde 3-4 litre su içiniz.
Ev Temizliği
Banyo ve mutfağı özellikle de buzdolabını düzenli olarak temizlemelisiniz. Bunun için normal ev deterjanları ve sıvı ovma sabunları yeterlidir. Diğer odalarda sık temizlenmeli ve yatak takımları sık sık değiştirilmelidir.
Uyarılar
- Doktorunuza danışmadan rastgele bir ilacı eczaneden alıp kullanmayınız!
- Kulladığınız ilaçları kesınlıkle kendiliğinizden kesmeyiniz, herhangi bir ilaçla değiştirmeyiniz, ilaç dozları doktorlarınızca ayarlanacaktır, zamanında ve doğru dozda almaya özen gösteriniz.bu dozları ilaç kartınıza yazınız ve bu kartı üzerinizde taşıyınız!!!
- Greyfurt ve karışık meyve suyu kesinlikle tüketmeyiniz!!!
- Göz, diş, eklem ağrıları, nezle, öksürük, uçuk, deri döküntüleri, halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, yaygın vücut ağrıları, kas ağrıları,gribal enfeksiyon şikayetleri, nakil bölgesinde ağrı, şişlik olması, idrar çıkışında azalma, idrar yaparken yanma ve ağrı, kanlı ve kötü kokulu idrar,kan basıncında artma, ateş, ishal gibi şikayetlerinizi doktorlarınıza mutlaka bildiriniz.
- Doktorunuza danışmadan rastgele bir ilacı eczaneden alıp kullanmayınız!